Chisato Soda, yıllar boyunca tek başına oğlu Yuki’yi büyütmek için çok çalışmıştı. Yuki artık büyümüştü ve iş bulmuştu. İlk maaşını alır almaz, annesini sıcak bir kaplıca tatiline davet etti. Chisato, onun için gurur duyuyordu, ancak bir yandan da annelik rolünün sona ermesiyle yalnız hissediyordu.
Chisato, heyecanla Yuki’nin davetini kabul etti. İkisi, birlikte güzel bir hot springs otele doğru yola çıktılar. Arabada, Yuki’nin başarısını kutlamak için birkaç kadeh içtiler. Alkolün etkisiyle konuşmaları daha cesur ve cüretkâr hale geldi.
Otele vardıklarında, Chisato, Yuki’nin odasına eşyalarını bırakması için izin verdi ve kendisi de odaya yönlendi. İçeri girdiğinde, yumuşak bir müzik eşliğinde ışıklı bir ortamla karşılaştı. Odanın içi romantik bir atmosferle doldurulmuştu.
Yuki, annesini bekliyordu. Gözleri parıldayan bir arzuyla doluydu. Chisato, oğlunun bu kadar büyüdüğünü ve onunla böyle bir deneyimi paylaşmanın heyecanını hissediyordu. İçindeki ateşli duyguları bastıramayacağını biliyordu.
Yuki, annesine yaklaştı ve onu kollarına aldı. Bedenleri birbirine yapıştığında, tutkulu bir öpücükle buluştu. Dudakları arasındaki ateşli dans, aralarındaki arzunun bir ifadesiydi. Chisato, oğlunun sıcak nefesini hissetti ve bedenindeki istek giderek büyüdü.
Yuki, Chisato’nun üzerindeki kıyafetleri hızla çıkardı. Chisato, oğlunun dokunuşlarının şehvetli bir şekilde bedenini ele geçirmesine izin verdi. Yuki’nin elleri, Chisato’nun teninde dolandıkça, ikisi de zevkin doruklarına çıkmaya başladılar.
Chisato, Yuki’nin güçlü kollarında kendini kaybetti. Ona karşı duyduğu özlem ve arzu, tamamen kontrolünü ele geçirmişti. İki beden birleştiğinde, tutku dolu bir ritimde dans etmeye başladılar.
Sıcak suyun sesi ve bedenlerinin birleşme sesi odada yankılandı. Chisato, zevk dolu inlemelerle oğluna taparcasına bağırdı. Yuki de annesinin bedenine derin bir şekilde nüfuz etti ve onu mutlulukla doldurdu.
Uzun bir gece boyunca, Chisato ve Yuki, arzularını ve tutkularını doya doya yaşadılar. Her an, birbirlerine olan derin sevgi ve şehvetle dolup taşan bir yolculuktu.
Sabah olunca, Chisato ve Yuki birbirlerine sarıldılar, yorgunluktan ve zevkten bitap düşmüş bir şekilde. Bu anı asla unutmayacaklardı. Chisato, oğluna olan aşkının, annelikten daha derin bir boyuta geçtiğini hissetti.
Bu sıcak kaplıca tatili, Chisato ve Yuki arasında yeni bir başlangıç oldu. Artık anne ve oğul değillerdi, aşık ve tutkulu bir çift olmuşlardı. Birlikte yeni bir hayatın kapılarını açtılar ve sonsuz bir arzunun içinde kayboldular.